14 Ekim 2014 Salı

Meme Kanseri Risk Faktörleri

MEME KANSERİ RİSK FAKTÖRLERİ

Bazı nitelikleri taşımakta olan kadınlarda, meme kanseri­nin daha sık görüldüğünü bilmek­teyiz­. Bu özelliklere risk faktörleri demek­teyiz­. Bu risk faktörleri­ni taşımakta olan insanların mutlak suretle meme kanserine yakalanacakları söylenemez­. Sadece, bu faktörleri taşımayanlara göre, daha fazla meme kanserine kapılma olasılıkları olduğunu bilmek­teyiz­. Bu faktörleri üzerinde bulundurmayan kişiler de meme kanserine yakalana­bilirler­. Meme kanserine yakalanan kadınların yarısı, bu risk faktörleri­ni hiç taşımaz­. Bu nedenle, risk faktörleri­nin üzerinde bulundurmayan kişiler de olağan kontrolleri­ni yaptırmalıdır­­.

Meme kanserine yakalanma riski­ni artıran faktörleri kısaca şu şekil­de saya­biliriz;

Yaş:

İlerleyen yaş ciddi bir risk faktörüdür­. Yeni meme kanseri tanısı konan kadınların % 70’i, 50 yaş üzerindedir­­. Diğer bir deyimle, yaşı 50 yaş üzerinde olan kadınlar­da meme kanseri görülme sıklığı, yaşı 50 yaşın altın­da olan kadınlar­dan 4 kat daha fazladır­­. Bu nedenle, 50 yaş üstündeki her kadın, mutlak suretle sene içerisinde bir defa doktora baş vurarak muayene olmalı ve mamografi dediğimiz meme filmi­ni çektirmelidir­­. Kişisel meme kanseri hikayesi: Önceleri meme kanseri geçirmiş ve tedavi olmuş kadınlarda, başka memede kansere gelişim ihtimali normal kadınlara göre 3-4 kat daha fazladır­­.

Ailede meme kanseri hikayesi:

Aile yakınları içerisinde meme kanserine yakalanmış kadınların, meme kanserine kapılma olasılığı, başka kadınlara göre daha fazladır­­. Örneğin, kız kardeşi ya da annesi meme kanserine yakalanan bir kadının, meme kanserine yakalanma riski, başka kadınlar­dan 2- 5 kat daha fazladır­­. Bu kadınlar daha sık ve dikkatli izlenmelidir­­. Bu şekil­de sorunları olan kadınlar, meme kanseri genetik danışmanlığı­nın yapıldığı kliniklere baş vurarak riskleri­ni hesaplattırmaları gereklidir­­. Eğer aile geçiş rizikosu yüksek bulunursa, genetik testi yaptırmalıdır­­. Vakfımız polikliniğinde bu hizmet verilmektedir­­.

Önceleri meme biyopsisi yapılmış olması:

Memede bir parça nedeniyle biyopsi yapılmış ve iyi huylu bir tümör saptanmış ola­bilir­­. Bazı kanser olmayan iyi huylu tümörlerin bulunması, kanser oluşma riski­ni değişik oranlar­da artıra­bilmektedir­­. Bu, tümörün hücresel yapısına göre farklılık gösterir­­. Örneğin, yapılmakta olan bir biyopside, çıkartılan kitlenin patolojik inceleme­si sonucu atipik hiperplazi tanısı konmuş kadınlar­da ( bu bütünüy­le iyi huylu bir tümördür), meme kanseri gelişim oranı normal kadınlara göre daha fazladır­­.

Fertil dö­nem süresi:

Adet görmeye erken  başlanması, menepoza geç girilmesi, fertil cağı uzatmaktadır­­. Bu sırada kadın daha uzun süre östrojen  hormonu tesiri altın­da kalmakta, meme kanseri gelişim rizikosu artar­. Erken  menopoza giren  kadınlar­da hormon tedavisi yapılmıyor ise, meme kanseri rizikosu mü­him ölçüde azalmaktadır­­. Elli yaşın­dan sonra adet görmeye süren  kadınlarda, meme kanserine yakalanma rizikosu birazcık da olsa artar­.

Doğurganlık hikayesi:

İlk çocuğu doğurma yaşı önemlidir­­. İlk çocuğunu 30 yaşın­dan sonra doğuran kadınlar­da meme kanseri rastlanma sıklığı 20 yaşın dan evvel doğuranlara göre 2 kat fazladır­­. Hiç çocuk doğurmayan kadınlar­da risk hafif yükselmektedir

Sosyoekonomik düze­yin yüksek oluşu:

Varlıklı, sosyoekonomik düzeyi yüksek olan kadınlarda, meme kanseri rastlanma sıklığı daha fazladır­­. Bu ailelerin kızları daha iyi beslendikleri için daha erken  gelişmekte ve erken  yaşta adet görmeye başlamaktadır­­. Ayrıca bu çocuklar büyüdükleri zaman eğitim ve iş nedeniyle daha geç evlenmekte ve daha geç evlat sahibi olmaktadırlar­. Bu nedenlere bağlı bir şekil­de fertil çağın erken  başlaması, geç doğurma gibi nedenler sebep olarak sayıla­bilir­­. Ayrıca bunların dışın­da başka etkenler de rol almaktadır­­.

Östrojen  hormonu tedavisi görenler:

Menopoz nedeniyle uzun süre östrojen  tedavisi ( 10 yıldan fazla) gören  kadınlarda, meme kanseri oranı artar­. Fakat, hormon tedavisi almayan kadınlar­da da, kalp hastalıkların­da ve osteoporoz gibi sorunlar­da artış ortaya çıkar­. Bu nedenle, menopoz yakınmaları­nın azaltılışı amacı ile, östrojen  verilişi önerile­bilir fakat, mutlak suretle bir hekim kontrolü altın­da yapılışı gerekir­­.

Doğum kontrol hapı kullanı­mı:

Bu konuda farklı görüşler olmakla beraber hafif bir risk artışı olduğu öne sü­rülmektedir­­. 10 sene önce doğum kontrol hapını bırakmış olan kadınlar­da ise, bu risk bütünüy­le ortadan kalkmaktadır­­.

Alkol kullanı­mı:

Fazla alkol alan kadınlarda, almayan kadınlara göre risk oranla artar­. Günde 3 bardak yüksek dereceli alkol içen  bir kadı­nın meme kanserine yakalanma riski, hiç içmeyen  kadına göre 2 kat daha fazladır­­. Alkol alımı­nın günde bir kadeh ile sınırlandırılışı öneri­lir­­.

Sigara:

Sigaranın meme kanseri üzerine kesin bir tesiri bilinmemektedir fakat genel sağlığı etkilediğin­den  ötürü bırakmak öneri­lir­­.

Aşırı kilolu olma ve yağlı beslenme: Bazı çalışmalar­da şişmanlığın, bilhassa 50 yaş üstündeki kadınlar­da meme kanserine yakalanma riski­ni artırdığı gözlenmiştir­­. Özellikle, doymuş yağların fazla bulunmuş olduğu yağlı et gibi yemekler ve yağlı süt ürünleri­nin fazla alınması­nın bu rizikoyu artırdığı öne sü­rülmüştür­.

İlgili aramalar: meme kanseri risk faktörleri, meme kanserinin nedenleri, meme kanserinin sebepleri, meme kanseri neden olur

0 yorum:

Yorum Gönder